Karanfil ve Yasemin

75,00

Edebiyatımızda Eylül romanıyla tanınan Mehmet Rauf, Karanfil ve Yasemin’de okura yine kalbin ve duyguların akla galebe çaldığı sancılı ve bir o kadar da zevkli bir anlatı sunuyor. Roman buhranlı düşüncelere, yasak aşka, çelişki ve

Barkod: 9786053142768 Dizi: Türkçe Klasik

Stokta

Açıklama

Edebiyatımızda Eylül romanıyla tanınan Mehmet Rauf, Karanfil ve Yasemin‘de okura yine kalbin ve duyguların akla galebe çaldığı sancılı ve bir o kadar da zevkli bir anlatı sunuyor. Roman buhranlı düşüncelere, yasak aşka, çelişki ve çatışmalara, kişi ve çevre tasvirlerinin gerçekçi bir bakış açısı ve şiirsel anlatımıyla değiniyor. Kişilerin etkili psikolojik tahlilleri de eklenerek anlatı boyut kazanıyor. Mehmet Rauf, aşkı adeta patolojik bir şekilde yaşayan Samim adlı karakteri üzerinden yasak aşkın anatomisini inceliyor:

Yezdan, Pervin, daha başka kızlar, daha başka kadınlar, tebessüm, neşe, saadet idiler. Fakat Nevhiz’de bir başka hususiyet vardı ki, onu bütün diğerlerinden ayırıyor, kendisine yegâne bir mümtâziyet [seçkinlik] veriyordu. Onda zulmet [karanlık] vardı, esrar vardı, uçurum ve elem vardı… Ötekiler sevmek ve mesut etmek için dünyaya gelmişlerdi; Nevhiz de elbette sever ve sevince yakarak, öldürerek, kahrederek mesut ederdi. Samim kendi kendine: “Ben mutlak pervane ruhlu bir adam olacağım ki, onu tercih ediyorum, adeta bile bile, isteye isteye yanmaya, kavrulmaya âşıkım…” diye mırıldandı.

Mehmet Rauf’un Ağustos 1922’de başlayıp Haziran 1923’te tamamladığı Karanfil ve Yasemin romanı, sadece aşk bahsini değil, aynı zamanda İmparatorluk’tan Cumhuriyet’e geçen yeni Türkiye’nin o dönem İstanbul’daki “cemiyet hayatı”nı da gözler önüne seren önemli saptamalar içeriyor…

Künye

Yayın No

1174

Dizi

Dizi No

8

Yazar

Orijinal Adı

Karanfil ve Yasemin

Son Okuma

Yazar

Mehmet Rauf

(1875-1931) Servet-i Fünun dönemi hikâye, roman, tiyatro yazarı, gazeteci, dergici. İstanbul Balat’ta doğdu. İlköğrenimini Defterdar Mahalle Mektebi’nde tamamladı. Edebiyata yatkınlığı bu yıllarda kendini gösterdi. Eyüp Rüşdiyesi, Soğukçeşme Askerî Rüşdiyesi’ni bitirdikten sonra 1894 yılında teğmen rütbesiyle Bahriye Mektebi (Deniz Harp Okulu)’nden mezun oldu. Girit Adası’nda görev yaptıktan sonra İstanbul’a atandı. Korvet, karakol gemisi ile başka gemilerde ve gambotlarda görev yaptı. 1905 yılında Mekteb-i Harbiye’de öğretmenliğe atandı. Kolağası (kıdemli yüzbaşı) iken “Bir Zambakın Hikâyesi” adlı eseri pornografik bulununca hem eseri yasaklandı hem subaylıktan ihraç edildi. (1910) 1926’da geçirdiği kısmi felcin ardından 1928 yılındaki ikinci felç ile yatağa düştü. 23 Aralık 1931 tarihinde hayatını kaybetti. Mehmet Rauf öğrencilik yıllarında Türk ve Batı edebiyatının önemli eserlerini okumaya başlamış, askeri okullarda Fransızca ve İngilizcesini ilerletmişti. Yaptığı çeviri ve adapte çalışmalarıyla hem Türkçeye hâkimiyeti artıyor, hem edebi zevki gelişiyordu. Fransız realist yazarlarının ve daha sonra Halit Ziya Uşaklıgil’in etkisinde kalarak hikâye ve roman telifine yöneldi. Mehmet Rauf ordudan çıkarıldıktan sonra yayın hayatına atıldı. 1920 yılında Şule Neşriyat Evi’ni kurdu. Hizmet, İkdam, Tanin, Yeni Ses, Cumhuriyet, Peyam, Payitaht, Vakit gazeteleri ile Mekteb, Servet-i Fünun, Resimli Kitap, Musavver Hale, Musavver Muhit, Şehbal, Şiir ve Tefekkür, Şebab, Resimli Ay, Sevimli Ay, Güneş dergilerinde makaleleri yayımlandı, bazı eserleri tefrika edildi. Ayrıca Mehasin, Süs, Gelincik, Sinema Yıldızı adlı dört kadın magazin dergisi çıkardı. Buradaki yazılarında kadın sorunlarına el attı. Tiyatro ile yakından ilgilenmekle kalmadı, çeviri ve adapte çalışmalarının yanı sıra Sahne-yi Osmaniye ve Darülbedayi yönetiminde de görev aldı. Yazarın birçok eseri yayımlandıysa da, henüz tefrika halinde kalan eserleri vardır. Eylül (1899) Mehmet Rauf’un en önemli eseridir. Türk edebiyatındaki ilk psikolojik roman olarak tanınır.

0