Gece Gündüzü Düşlüyor

189,00

Sune, bir göçebedir; ancak bildiğimiz göçebelerden çok farklı bir göçebe. Çadırı yok, birlikte hareket ettiği aşireti yok, sırt çantası yok, planı programı yok, gece gündüz dağlarda, ormanlarda dur durak bilmeksizin yapayalnız

Barkod: 9786053141235 Dizi: Yeraltı Edebiyatı

Açıklama

Sune, bir göçebedir; ancak bildiğimiz göçebelerden çok farklı bir göçebe. Çadırı yok, birlikte hareket ettiği aşireti yok, sırt çantası yok, planı programı yok, gece gündüz dağlarda, ormanlarda dur durak bilmeksizin yapayalnız yürüyor. Başını bir çatı altına sokması gerektiği zamanlarda mevsim gereği kullanılmayan dağ evleri ya da yazlık kulübelerinden birini, en uzakta ve ulaşılması en zor olanını seçiyor. İlk tercih olarak gizlenmiş anahtarı arıyor, anahtarı bulamazsa kilidi veya küçük bir camı kırarak içeri giriyor ve bir süreliğine burası Sune’ nin mekânı oluyor. Sune çalıyor ama bir hırsız değil… Kulübelerde bulduğu konservelerden, peksimetlerden yiyor, sobada ateş yakıp ısınıyor, giysiler temin ediyor ihtiyacına göre… Ancak odun kesip bırakmak ya da kulübenin boyası dökülmüş duvarını boyamak, kırdığı camı tamir etmek gibi bazı ilkeleri var. Sune, yalnızlığını korumak için yollara düşmüş ne var ki süreç içinde tıpkı kendisi gibi toplumun kıyısında yaşamayı seçmiş eski hippiler, motosikletliler, aykırı sanatçılar, kaybetmiş idealistlerden oluşan bir grubun ilişkiler ağına takılıyor. Ve bir gece ormanın karanlığından yaralı bir kadın çıkıyor Sune’ nin karşısına. Kadından kurtulma çabaları sonuçsuz kalınca iki aykırı, iki yalnız, Sune ve gölgesi olarak devam ediyor bu yürüyüş…

Künye

Yayın No

1017

Dizi

Dizi No

102

Yazar

Orijinal Adı

Natten Dromer om dagen

Çevirmen

Son Okuma

Yazar

Ingvar Ambjørnsen

1956’da Norveç’in güneyinde yer alan Larvik adlı küçük bir kentte doğdu. 15 yaşında kitaplara tutulup yazar olmaya karar verdi, okulla ilişkisini kesti. Okuldan ayrıldıktan sonra 10 yıl boyunca –kendi deyimiyle– uyku tulumunun içinde yaşadı, çeşitli kentler, ülkeler dolaştı ve her çeşit işte çalıştı. Bu 10 yıl boyunca yazdığı şiirler yerleşik yayınevleri tarafından basılmadı; şiir ve yazıları ancak 1970’li yılların başında Norveç’te gelişen karşı kültür hareketi içinde yankı buldu ve bu kültürü temsil eden Gateavisa (Sokak gazetesi) türü dergilerde yayımlandı.Gençliğinde upuzun saçları ile Hair müzikalinden çıkma bir figüre benzetilen Ambjørnsen, “Esrar serbest bırakılsın” türünden demeçler vermekten çekinmedi. Özel hayatını medyaya asla yansıtmayan, Beyaz Zenciler’in gördüğü olağanüstü ilgi yüzünden hippi ile punk arası bir kuşağı temsil ettiği söylenen, “uyuşturucu maddeler yazarı” olarak anılan bir yazar. İlk kitabı 1981’de 25 yaşında yayımlanan ve hızlı bir tempo ile her yıl en az bir kitabı basılan Ingvar Ambjørnsen günümüzde “yerleşik bir toplumdışı” olarak ve uyumsuz, eşcinsel, depresif, yalnız yaşayan kahramanları anlatmasıyla tanınıyor. Çevirmen olan Alman eşi ile 1986 yılından beri Hamburg’da yaşayan yazar Norveç’e kitaplarını tanıtmak, kitabından yapılan filmi görmek ya da ödül almak gibi nedenlerle gidiyor. Birçok ödülün sahibi olan Ambjørnsen 1991 yılında polisiye kitap yazarlarına verilen Riverton Altın Tabanca Ödülü’nü, 1988’de Cappelen Yayınevi Destek Ödülü’nü; 1988’de Hamburg Kenti Destek Ödülü’nü; 1990’da Rivertonprisen (En İyi Polisiye Roman Ödülü’nü); 1991’de Norveç Kitapçılar Birliği Ödülü’nü; Hå Belediyesi Gençlik Kitabı Ödülü’nü, 1992’de Gençlik Kitap Ödülü’nü, 1995’te Norveç Edebiyat Ödülü’nü, 1996’da Kitapçılar Ödülü’nü, 1999’da Vestfold İli Edebiyat Ödülü’nü; 2000’de Oslo Kenti Kültür Ödülü’nü; 2001’de Oslo Üniversitesi Özel Pedagoji Bölümü Ödülü’nü; 2004’te Anders Jahre Kültür Ödülü’nü; 2005’te William Booth Ödülü’nü; 2009’da Norveç Akademesi Ödülü’nü aldı.

0