Affedilemeyenler

99,00

Affedilemeyenler, 60’larında olan ve gençliğindeki popülaritesi azalmış bir yazarın yaşamına ve dolayısıyla yazarlığına dair dönüm noktalarını, darboğazlarını anlatan bir roman. Djian’ın gündelik, samimi ve etkileyici üslubu,

Barkod: 9789755398129 Dizi: Yeraltı Edebiyatı

Stokta

Açıklama

Affedilemeyenler, 60’larında olan ve gençliğindeki popülaritesi azalmış bir yazarın yaşamına ve dolayısıyla yazarlığına dair dönüm noktalarını, darboğazlarını anlatan bir roman. Djian’ın gündelik, samimi ve etkileyici üslubu, Affedilemeyenler’de, Francis’in yazarlığa dair yaratım süreci ve hayatındaki sorunların yaratılış süreçleriyle paralel giden bir hikâyenin içine çekiyor bizi.”Affedilemeyenler”den sadece biri olan Francis, geçmişin etkisini üzerinde taşıyan, ölümlerle yaşamların hatalarını bir yandan kabul etmeye çalışırken, öte yandan karşısında durmak için yalnızlığa, sığınağı olan yazılarına dönmeye uğraş veren bir baba, bir eş, liseden eski bir dost; hain, şüpheci, bencil, acımasız da olabilen bir büyükbaba. Francis, aşırılıklara karşı bir yandan yaşlılığın dayattığı olgunlukla tepki vermek, bir yandan da yaşlılığın çirkinlik, güçsüzlük, monotonluk demek olmadığı hissini dışa vurmak arasında istemli bir şekilde bocalar. Sadece romanlarını değil hayatını da kurgular. Francis, farkında bir karakterdir.Djian, tahlilleri ve tasvirleriyle, imgelemimizde capcanlı “insan”lar yaratıyor. Birbirleriyle çatışan, vahşice sonlara yol açabilen, kırıp döken ama yeniden kurmak adına birbirlerine erişebilmek uğraşında olan, yolları kesişen, anlayan; ama gizleyen, bilen; ama sormayan insanlar Djian’ın “affedilemeyenleri”. Affedilemeyenler, hayatlarını mahveden değil tam tersine o hayatları inşa eden hataların failleri.

Künye

Yayın No

776

Dizi

Dizi No

77

Yazar

Orijinal Adı

Impardonnables

Çevirmen

Son Okuma

Yazar

Philippe Djian

1949’da Paris’te doğdu. Yapıtlarında kendi yaşantısına yaptığı dolaysız göndermeler otobiyografik roman yazarı olarak tanınmasını sağladı. Djian’ın romanlarındaki kişilerin, dekor ve stilin Amerikan “sefiller”inin (Bukowski, Carver) anlatı ve filmlerine incelikli bir biçimde öykündüğü söylenebilir. Fransa’da özellikle genç okur kitlesi arasında büyük yankılar uyandıran Crocodiles (1989) sert derisinin altında duyarlı bir doğa taşıyan timsah simgesi temelinde insan portreleri sunar. Djian’ın bakış açısındaki modernlik, her zaman genç okur kitlesinin dikkatini çekmiştir. Betty Blue’nun genel havasına egemen olan kararsızlık ve düş kırıklığı Djian’ın bütün yapıtlarına damgasını vurmuştur. Düş kırıklığı, aşk ve sevgilinin (Betty Blue, 1985), dostluğun (Maudit Manège, 1986), bir yeteneğin (Échine, 1988) yitirilmesinden kaynaklanır. Yılda bir gece, dikenleri arasından yumuşak ve pastel renkli çiçek veren kaktüs gibi kin ve kan ortasında bir aşk öyküsünü dile getiren Bleu comme l’enfer’in (1983) kahramanları da bu nitelendirmeye tümüyle uyar. Düş kırıklığı, aynen çok arzulanan bir kadının umulmadık bir biçimde ve kolayca teslim olması gibi yaşamdan beklenilen şeyin doğru zamanda ve doğru yerde elde edilememesinden de kaynaklanabilir: Sotos (1993), yaşama ilişkin derslerle doludur. Babası olmayan on sekiz yaşında bir delikanlı, çocuğu olmayan kırk yaşlarında bir adam ve yalnız yaşayan bir ihtiyar, yazgılarının kendilerini buluşturduğu yerde, soto’ların, ağaçların gövdesiyle kabukları arasında yaşayan küçük şeytanların tanıklığında tutku ve itkileriyle hesaplaşırlar. “Yaşama girmek, arenaya girmek gibidir.” Kişi, bu arenadan kendisiyle barışık ve kendine karşı silahlanmış olarak çıktığında bile, aynen gladyatör gibi ardında her zaman bir şeyler bırakacaktır. Böylece, Djian yitik bir kuşağın acılarının, romantik sözcüsü durumuna gelmiştir.

0