Betty Blue

216,00

Hemen belirtelim: Elinizdeki roman “yırtıcı” bir aşkı anlatıyor. “Aşk”ı, mutluluk ve evlilik beklentileriyle yaşamak isteyenlere göre bir kitap değil; hiç değil!.. Sakin bir hayattan yana olanlar, pembe rüyalarının

Barkod: 9789755391779 Dizi: Yeraltı Edebiyatı

Stokta

Açıklama

Hemen belirtelim: Elinizdeki roman “yırtıcı” bir aşkı anlatıyor. “Aşk”ı, mutluluk ve evlilik beklentileriyle yaşamak isteyenlere göre bir kitap değil; hiç değil!.. Sakin bir hayattan yana olanlar, pembe rüyalarının yıkılmasından korkanlar, okumasınlar… Eleştirmenlerce bir mit, içtenlikle ve cesurca kaleme alınmış bir roman olarak nitelendirilen Betty Blue, barlarda çalışan bir kadınla bir musluk tamircisinin, yani sıradan insanların, yani anti-kahramanların aşklarını yaşamak ve kaderlerini değiştirmek için verdikleri mücadeleyi anlatır. Kadın, çağdaş dünyanın sahteliklerine ve alçaklıklarına karşı öfkesini dizgin-lemeyen biridir. Hayata karşı çırılçıplaktır, korunmasızdır; hiçbir hesabı yoktur. Erkek, yalnızlık ve nesnelerin anlamsızlığı konusunda deneyimli, isyanını gerçekleştiremediği için kendini için için yiyen bir kuşağa mensuptur. Minyatür bir hayat kurmak için dünyanın ıssız bir köşesine gider. Bir kitap yazar ve unutur. Akşamları bira içerek güneşin batışını seyretmeye razı olur. Bir gün kadın öfkesiyle, dişiliğiyle, sahiciliğiyle gelir. Erkeğin öfkesinin de giderek ateşlendiği cehennemin ayrıntılarına doğru uzanan bir yolculuğa beraberce çıkarlar… Farklılıklarına aldırmayanlarla, başlarını eğdirmek isteyenlerle kavga etmekten çekinmezler. Giderek bir bok çukuruna dönüşen dünyaya teslim olmazlar. Yaralanırlar. Yaralarlar. Romanın bir yerinde erkek ‘öyle der: “Hayatta birtakım hedefler saptamak, kendini zincire vurmaktır.” “Mutluluk’un var olmadığını, Cennet’in var olmadığını, kazanılacak ya da kaybedilecek hiçbir şey olmadığını ve hiçbir şeyin özünün değiştirilemeyeceğini” anlamak gerekir. “Ve bundan sonra insana sadece ümitsizliğin kaldığına” inanmak bir kere daha yanılmaktır. “Çünkü ümitsizlik de bir yanılsamadır.” Kaderine razı olmayanların, öfkesini kontrol etmek istemeyenlerin, yüreğinde ateş yananların romanı… Yeraltı edebiyatının en “yırtıcı” örneklerinden biri…

Künye

Yayın No

236

Dizi

Dizi No

38

Yazar

Orijinal Adı

37,2° Le matin / Éditions Bernard Barrault, 1985

Çevirmen

Yayıma Hazırlayan

Son Okuma

Yazar

Philippe Djian

1949’da Paris’te doğdu. Yapıtlarında kendi yaşantısına yaptığı dolaysız göndermeler otobiyografik roman yazarı olarak tanınmasını sağladı. Djian’ın romanlarındaki kişilerin, dekor ve stilin Amerikan “sefiller”inin (Bukowski, Carver) anlatı ve filmlerine incelikli bir biçimde öykündüğü söylenebilir. Fransa’da özellikle genç okur kitlesi arasında büyük yankılar uyandıran Crocodiles (1989) sert derisinin altında duyarlı bir doğa taşıyan timsah simgesi temelinde insan portreleri sunar. Djian’ın bakış açısındaki modernlik, her zaman genç okur kitlesinin dikkatini çekmiştir. Betty Blue’nun genel havasına egemen olan kararsızlık ve düş kırıklığı Djian’ın bütün yapıtlarına damgasını vurmuştur. Düş kırıklığı, aşk ve sevgilinin (Betty Blue, 1985), dostluğun (Maudit Manège, 1986), bir yeteneğin (Échine, 1988) yitirilmesinden kaynaklanır. Yılda bir gece, dikenleri arasından yumuşak ve pastel renkli çiçek veren kaktüs gibi kin ve kan ortasında bir aşk öyküsünü dile getiren Bleu comme l’enfer’in (1983) kahramanları da bu nitelendirmeye tümüyle uyar. Düş kırıklığı, aynen çok arzulanan bir kadının umulmadık bir biçimde ve kolayca teslim olması gibi yaşamdan beklenilen şeyin doğru zamanda ve doğru yerde elde edilememesinden de kaynaklanabilir: Sotos (1993), yaşama ilişkin derslerle doludur. Babası olmayan on sekiz yaşında bir delikanlı, çocuğu olmayan kırk yaşlarında bir adam ve yalnız yaşayan bir ihtiyar, yazgılarının kendilerini buluşturduğu yerde, soto’ların, ağaçların gövdesiyle kabukları arasında yaşayan küçük şeytanların tanıklığında tutku ve itkileriyle hesaplaşırlar. “Yaşama girmek, arenaya girmek gibidir.” Kişi, bu arenadan kendisiyle barışık ve kendine karşı silahlanmış olarak çıktığında bile, aynen gladyatör gibi ardında her zaman bir şeyler bırakacaktır. Böylece, Djian yitik bir kuşağın acılarının, romantik sözcüsü durumuna gelmiştir.

0