Eylül

75,00

Evvela güneş, o cehennem güneşi değil, o siyah dumanlı, insanın belini büken güneş değil, kız gibi saf ve taze bir güneş gelip odaları aydınlatıyor, ‘Uyanınız’ diyordu; sabaha kadar deniz insana mahrem ve şen bir ninni söylüyor,

Barkod: 9786053142379 Dizi: Türkçe Klasik

Stokta

Açıklama

Evvela güneş, o cehennem güneşi değil, o siyah dumanlı, insanın belini büken güneş değil, kız gibi saf ve taze bir güneş gelip odaları aydınlatıyor, ‘Uyanınız’ diyordu; sabaha kadar deniz insana mahrem ve şen bir ninni söylüyor, bazen tehevvür ederek gürlüyor, köpürüyor, fakat ekseriya böyle sakin bir kuzu gibi melul ve uslu… Suat her gün bu güneşle beraber uyanıyor, sıçrayıp camları açıyordu, o zaman içeri sabah, hayat, neşe, bâhusus gençlik, her şey sade bu güneşle, sade denizin sesleriyle, bütün bunlar odalarına ve kalplerine hücum ediyordu; insanı gelip böyle koklayarak ısıtan, denizin taravetiyle serin bir hararet veren güneşle yıkanıyorlardı…

Eylül‘de doğa ve çevre arasındaki etkileşimin hikâyeye katkısını sağlayan sadece tasvir ustalığı değil, tasvirlerin romansal gerçekliğin içinden yapılabilmiş olmasıdır. Bu açıdan Eylül Osmanlı-Türk edebiyatının “ilk psikolojik romanı” olarak gösterilir. Fransız romantizminden etkilenen Mehmet Rauf trajik bir aşk hikâyesini, kişilerin iç bunalımlarını, çatışmalarını, duygusal yoğunluklarını büyük bir dil zenginliğiyle ortaya koyarken insan ruhunu etkileyen doğayı ve mekânları da şiirsel bir güzellikle betimler. Işıltılı yaz günlerinin bitiminde, sonbahar mevsiminde, yani Eylül’de cereyan edecek trajik olayın okurda yaratacağı hüznü, yaz ve sonbahar karşıtlığıyla derinleştirir. Mevsim geçişleriyle geçip giden bir aşk, yakalanmışken kaçıp giden mutluluk…

Künye

Yayın No

1130

Dizi

Dizi No

3

Yazar

Orijinal Adı

Eylül

Yayıma Hazırlayan

Son Okuma

Yazar

Mehmet Rauf

(1875-1931) Servet-i Fünun dönemi hikâye, roman, tiyatro yazarı, gazeteci, dergici. İstanbul Balat’ta doğdu. İlköğrenimini Defterdar Mahalle Mektebi’nde tamamladı. Edebiyata yatkınlığı bu yıllarda kendini gösterdi. Eyüp Rüşdiyesi, Soğukçeşme Askerî Rüşdiyesi’ni bitirdikten sonra 1894 yılında teğmen rütbesiyle Bahriye Mektebi (Deniz Harp Okulu)’nden mezun oldu. Girit Adası’nda görev yaptıktan sonra İstanbul’a atandı. Korvet, karakol gemisi ile başka gemilerde ve gambotlarda görev yaptı. 1905 yılında Mekteb-i Harbiye’de öğretmenliğe atandı. Kolağası (kıdemli yüzbaşı) iken “Bir Zambakın Hikâyesi” adlı eseri pornografik bulununca hem eseri yasaklandı hem subaylıktan ihraç edildi. (1910) 1926’da geçirdiği kısmi felcin ardından 1928 yılındaki ikinci felç ile yatağa düştü. 23 Aralık 1931 tarihinde hayatını kaybetti. Mehmet Rauf öğrencilik yıllarında Türk ve Batı edebiyatının önemli eserlerini okumaya başlamış, askeri okullarda Fransızca ve İngilizcesini ilerletmişti. Yaptığı çeviri ve adapte çalışmalarıyla hem Türkçeye hâkimiyeti artıyor, hem edebi zevki gelişiyordu. Fransız realist yazarlarının ve daha sonra Halit Ziya Uşaklıgil’in etkisinde kalarak hikâye ve roman telifine yöneldi. Mehmet Rauf ordudan çıkarıldıktan sonra yayın hayatına atıldı. 1920 yılında Şule Neşriyat Evi’ni kurdu. Hizmet, İkdam, Tanin, Yeni Ses, Cumhuriyet, Peyam, Payitaht, Vakit gazeteleri ile Mekteb, Servet-i Fünun, Resimli Kitap, Musavver Hale, Musavver Muhit, Şehbal, Şiir ve Tefekkür, Şebab, Resimli Ay, Sevimli Ay, Güneş dergilerinde makaleleri yayımlandı, bazı eserleri tefrika edildi. Ayrıca Mehasin, Süs, Gelincik, Sinema Yıldızı adlı dört kadın magazin dergisi çıkardı. Buradaki yazılarında kadın sorunlarına el attı. Tiyatro ile yakından ilgilenmekle kalmadı, çeviri ve adapte çalışmalarının yanı sıra Sahne-yi Osmaniye ve Darülbedayi yönetiminde de görev aldı. Yazarın birçok eseri yayımlandıysa da, henüz tefrika halinde kalan eserleri vardır. Eylül (1899) Mehmet Rauf’un en önemli eseridir. Türk edebiyatındaki ilk psikolojik roman olarak tanınır.

0