Canım Cicim

90,00

Fransa’nın “rock” yazarı Djian’ın son romanı şu sıradan cümleyle başlıyor: “Gündüz, adım Denis idi. Belli bir başarı kazanmış, eleştirel anlamda sivri dilli bir yazardım. Bazı akşamlar, adım Denise oluyordu. Evet, bir kabarede

Barkod: 9786053140542 Dizi: Yeraltı Edebiyatı

Stokta

Açıklama

Fransa’nın “rock” yazarı Djian’ın son romanı şu sıradan cümleyle başlıyor: “Gündüz, adım Denis idi. Belli bir başarı kazanmış, eleştirel anlamda sivri dilli bir yazardım. Bazı akşamlar, adım Denise oluyordu. Evet, bir kabarede dans ediyordum.” Daha ilk cümlede, okuyucuyu bekleyen güzel, çarpıcı ve büyüleyici bir nesir akışının ipuçları veriliyor. Djian’ın asıl dehası, tek bir cümleyle metnine kazandırdığı, bisiklet sürmeyi bilmeyen birinin hissettiği itkiye benzer bir hızdan ileri geliyor: Durmak düşmektir. Ama durmayıp rüzgârın tokadıyla sürüklenmek, geri dönüp bakmak da mümkün. Sürat önem kazanıyor Djian’ın anlatısında; ama zincirleme akış bazen kopuyor ve araya okuru uyuma tehlikesinden koruyan eksiltiler yerleştiriliyor. Soluklanacak zaman kalmıyor. Elbette kendine mahsus bazı oyunlara da başvuruyor yazar: Paragraf girintisi, diyaloglarda tırnak ya da tire, tek bir ünlem veya soru işareti kullanmıyor. Eksikleri okurun hayal gücü tamamlıyor. Djian’ın sanatı her cümlesinde kendini duyuruyor; bunlar o kadar duru ve okuması öyle kolay cümleler ki, gizledikleri gayret asla göze çarpmıyor…

Künye

Yayın No

928

Dizi

Dizi No

92

Yazar

Orijinal Adı

Cheri-Cheri

Çevirmen

Yayıma Hazırlayan

Son Okuma

Yazar

Philippe Djian

1949’da Paris’te doğdu. Yapıtlarında kendi yaşantısına yaptığı dolaysız göndermeler otobiyografik roman yazarı olarak tanınmasını sağladı. Djian’ın romanlarındaki kişilerin, dekor ve stilin Amerikan “sefiller”inin (Bukowski, Carver) anlatı ve filmlerine incelikli bir biçimde öykündüğü söylenebilir. Fransa’da özellikle genç okur kitlesi arasında büyük yankılar uyandıran Crocodiles (1989) sert derisinin altında duyarlı bir doğa taşıyan timsah simgesi temelinde insan portreleri sunar. Djian’ın bakış açısındaki modernlik, her zaman genç okur kitlesinin dikkatini çekmiştir. Betty Blue’nun genel havasına egemen olan kararsızlık ve düş kırıklığı Djian’ın bütün yapıtlarına damgasını vurmuştur. Düş kırıklığı, aşk ve sevgilinin (Betty Blue, 1985), dostluğun (Maudit Manège, 1986), bir yeteneğin (Échine, 1988) yitirilmesinden kaynaklanır. Yılda bir gece, dikenleri arasından yumuşak ve pastel renkli çiçek veren kaktüs gibi kin ve kan ortasında bir aşk öyküsünü dile getiren Bleu comme l’enfer’in (1983) kahramanları da bu nitelendirmeye tümüyle uyar. Düş kırıklığı, aynen çok arzulanan bir kadının umulmadık bir biçimde ve kolayca teslim olması gibi yaşamdan beklenilen şeyin doğru zamanda ve doğru yerde elde edilememesinden de kaynaklanabilir: Sotos (1993), yaşama ilişkin derslerle doludur. Babası olmayan on sekiz yaşında bir delikanlı, çocuğu olmayan kırk yaşlarında bir adam ve yalnız yaşayan bir ihtiyar, yazgılarının kendilerini buluşturduğu yerde, soto’ların, ağaçların gövdesiyle kabukları arasında yaşayan küçük şeytanların tanıklığında tutku ve itkileriyle hesaplaşırlar. “Yaşama girmek, arenaya girmek gibidir.” Kişi, bu arenadan kendisiyle barışık ve kendine karşı silahlanmış olarak çıktığında bile, aynen gladyatör gibi ardında her zaman bir şeyler bırakacaktır. Böylece, Djian yitik bir kuşağın acılarının, romantik sözcüsü durumuna gelmiştir.

0